T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İZMİR / BORNOVA - Bornova Rehberlik ve Araştırma Merkezi

ALT ISLATMA (ENURESİS)

Genellikle çocuklar 4 yaşından sonra idrar ve dışkı kontrolünü kazanmış olurlar. Bu oran okul çağında bir miktar azalmakla birlikte çocukluğun ortalarına, hatta ergenliğe kadar devam ettiği görülür. Her yaş için altını ıslatma erkeklerde kızlara oranla iki kat daha fazladır. Altını ıslatma probleminden söz edebilmek için idrar kaçırma sıklığının ardı ardına gelen üç aylık bir dönemde haftada iki geceden fazla olması ya da olmadık yerlerde (okulda, yolda vb) tekrar etmesi gerekir. 

Altını ıslatma iki biçimde görülebilir. Bunlardan ilki, sinir-kas kontrolünün gelişmesindeki gecikmeden kaynaklanabilir ve doğumdan başlayarak süregelir. Bu gecikme, anne babanın düzensiz ya da yetersiz tuvalet eğitiminin bir sonucu olarak da oluşabilir. Bu çocukların idrarlarını kontrol etmelerinde, anne babalarından diğer kardeşlerine oranla daha az yardım gördükleri ya da hiç yardım görmedikleri saptanmıştır.  

Diğer biçimdeki altını ıslatma durumunda tuvalet kontrolü oluştuktan sonra bir gerileme söz konusudur. Tipik olarak, yeni bir kardeşin doğumu, anne baba ayrılması, babanın çocuğa sert davranması, ona zaman ayıramaması, ailenin koruyucu ya da baskıcı tutumu ya da yeni bir eve taşınma gibi bazı ruhsal gerginlik durumlarında ortaya çıkar. Bu etkenler çocuğun bir süre için daha olgunlaşmamış davranışlar sergilemesine sebep olur. Bazı uzmanlara göre, özellikle bu gerileme türü, çocuğun annesine olan öfkesinin sembolik bir ifadesi olarak yorumlanabilir (Yavuzer, 2007). Yapılan araştırmalarda altını ıslatan çocukların gece anne babaları tarafından yeterince uyandırılmadan tuvalete götürüldükleri ve idrar kesesini boşalttıkları belirlenmiştir.  

Altını ıslatmaların büyük bölümünün bedensel nedenlerden dolayı olduğu söylenebilir. Bir diğer önemli nokta da altını ıslatmanın büyük oranda genetik yatkınlığa dayanmasıdır. Ruhsal etkenlerin önemli payı olsa da altını ıslatan çocukların hepsinin ruhsal sorunları olan çocuklar oldukları söylenemez. Tek başına altını ıslatma ruhsal uyumsuzluğun bir kanıtı değildir.   

Altını ıslatan çocuklarda sıkça rastlanan bir özellik, çocukla anne arasındaki ilişkinin gergin olmasıdır. Yapılan araştırmalarda altını ıslatan çocukların annelerine bağımlı oldukları görülmüştür. Bu çocukların anneleri; çok çalışan, çocuğuna ayıracak zamanı olmayan, kendisine güvensiz, sorumluluk almaktan korkan, çok titiz, kuralcı, sıkı temizlik eğitimi uygulayan anneler oldukları görülmüştür.  

Altını ıslatan çocuklar korku, kendini değersiz hissetme, toplumdan uzaklaşma, diğerlerinden farklı olma duygusu gibi problemler yaşarlar. Cezalandırma ve gururunu kırma problemi arttırır. Utangaçlık ve suçluluk duygularını yoğunlaştırır ve aile ilişkilerini de zorlaştırır.   

Tedaviye başlamadan önce doktor tarafından fiziksel muayenesi yapılmalıdır. İdrar kaçırmaya yol açabilecek diğer nedenler (idrar yolu enfeksiyonu, ürolojik sorunlar, şeker hastalığı.) gözden geçirilmelidir. Ruhsal nedenli alt ıslatma durumunda doğrudan tedavi; oyun terapisi, psikoterapi ya da grup terapisi yoluyla varılan tanı doğrultusunda sürdürülen tedavidir. Dolaylı tedavi ise; anne babaya yönelik uygulanabilir. Örneğin, annenin psiko-pedagojik açıdan eğitilmesi ve yönlendirilmesinden sonra çocukluktaki alt ıslatma durumunun ortadan kalktığı görülebilir (Yavuzer, 2007)  

Fonksiyonel ve psikolojik alt ıslatmanın tedavisinde tuvalet eğitimi diyebileceğimiz bir uygulama başlatılır ve ana baba tarafından kontrol edilecek şekilde, çocuk belirli saatlerde idrar yapmaya alıştırılır. Böylece bir şartlı refleks (mesane dolduğunda idrar yapılır şeklinde) oluşturulur. Ruhsal kökenli alt ıslatmada çocuğun yatağa yatarken su içmesini engellemek, var olan karmaşa ve sıkıntıları arttırarak yarar yerine zarar verebilir. Çocuğun sık sık uyandırılması ise aileyi rahatsız etmesine karşın, çocuğun geceleri yatağını ıslatmasını önleyebilir. Fakat bu yüzeysel bir önlemdir, önemli olan temeldeki asıl nedeni ortadan kaldırmaktır. Altını ıslatan çocuklar için özel yapılmış yataklardan da yararlanılabilir. Bu tür yataklarda uykuda altını ıslatma durumunda elektrikli bir sistem alarma geçmekte ve çocuğu uyandırmaktadır. Zamanla uyandırılmaya koşullandırılan çocuk idrarını yapma gereksinimini duymaya başlar (Durmuş, 2007).  

İdrar kesesinin kapasitesini arttırmak için çocuğa idrarı geldiği zaman bir süre tutması öğretilir ve bu süre giderek arttırılır. Bunun yanı sıra bir takvim tutulması her kuru ya da ıslak kalktığı güne bir işaret koyması istenir. Okuma yazma bilmeyenler için güneş, yağmur resimleri yapılabilir. Bu işaretler çocuğun kendisi tarafından konulmalıdır. Haftalık kontrollerde güneşli yani kuru günlerde çocuk ödüllendirilmelidir.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 11.11.2019 - Güncelleme: 11.11.2019 16:16 - Görüntülenme: 1842
  Beğen | 1  kişi beğendi